* haziranın 11 ine kadar tezi teslim etmezsem kaydım silinecek. bu dileği büyük bir memnuniyetle yerine getirebilirdim eğer elimde teslim edilebilecek bir şey olsaydı.... ales sonuçları da kafamı duvarlara vurduracak cinstendi. 2 puan farkıyanan kaçırdım diye hayıflanıyordum ki, tezle ilgili olarak enstitünün yazısı elime ulaştı.. güler misin ağlar mısın?
* okula gidiyorum yarın. geçen sene yaptığım hatayı telafi etmenin yolunu bulabilecek miyim? tezin teslim süresini ağustos'a kadar uzatabilecek miyim? şans dile sevgili okur..
* hayal dünyasında yaşıyorum. gerçeklikle aramdaki bağ, "inceldiği yerden kopsun!' kıvamında... kendimi tamamen dizilere, kitaplara ve filmlere kaptırmış durumdayım... geçtiğimiz hafta içinde o kadar çok film izledim ki, filmlerin isimlerini hatırlamıyorum bile!
* yeni tutkum fringe -lost kadar olmasa da...
* leap year'a takıldım. iki hafta boyunca her akşam izledim. allahtan araya fringe girdi de kendimi toparladım. ("toparladım" sözcüğü kesinlikle gerçek anlamında kullanılmadı, haberin olsun sevgili okur.)
* en nefret ettiğim cep telefonu markasının blackberry olduğuna resmen hükmetmiş bulunmaktayım.
* bu sabah ofise gelirken, long for your voice u gördüğümü sandım. kafede oturmuş kahvaltı yapan adam, ona o kadar çok benziyordu ki, emin olmak için bir kaç dakika adamın yüzüne baktım. sonuç: özlemişim...
* kitaplık aldım :D yeni kitaplığıma yeni yeni kitaplar aldım. bakalım kaç ay sonra okumaya fırsat bulabileceğim?
* can yayınları'ndan çıkan kitapların, kitaplıkta yan yana sıralandıkları zaman oluşturduğu görüntü bakmaktan çok büyük keyif aldığım manzaralardan biri...
* new york üçlemesinin son kitabı kilitli oda'nın kahramanı olan yazar "insanların hayatlarını değiştirecek birşeyler" yazmak istediğini söyler. kimsenin hayatını değiştirmek gibi bir iddiam yok benim... kendi hayatımı bile kontrol edemezken, hiç tanımadığım insanların hayatlarını nasıl etkileyebilirim?... ben sadece yazmak istiyorum. hani "içimdekileri sözcüklere dökmek istiyorum" durumu. biraz düşününce; tam tersini söylemek de mümkün aslında:"içimdeki sonsuz boşluğu sözcüklerle doldurmak istiyorum"... diğer taraftan elime kağıdı kalemi -ya da bilgisayarımı- alınca sayfaya -ya da ekrana- bakmaktan başka birşey yapamıyorum. "engin fikirlerine nooldu, mavicim? yandı bitti kül oldu!"
* alıp başımı gidesim var...
* dipteyim sondayım depresyondayım!!
* okula gidiyorum yarın. geçen sene yaptığım hatayı telafi etmenin yolunu bulabilecek miyim? tezin teslim süresini ağustos'a kadar uzatabilecek miyim? şans dile sevgili okur..
* hayal dünyasında yaşıyorum. gerçeklikle aramdaki bağ, "inceldiği yerden kopsun!' kıvamında... kendimi tamamen dizilere, kitaplara ve filmlere kaptırmış durumdayım... geçtiğimiz hafta içinde o kadar çok film izledim ki, filmlerin isimlerini hatırlamıyorum bile!
* yeni tutkum fringe -lost kadar olmasa da...
* leap year'a takıldım. iki hafta boyunca her akşam izledim. allahtan araya fringe girdi de kendimi toparladım. ("toparladım" sözcüğü kesinlikle gerçek anlamında kullanılmadı, haberin olsun sevgili okur.)
* en nefret ettiğim cep telefonu markasının blackberry olduğuna resmen hükmetmiş bulunmaktayım.
* bu sabah ofise gelirken, long for your voice u gördüğümü sandım. kafede oturmuş kahvaltı yapan adam, ona o kadar çok benziyordu ki, emin olmak için bir kaç dakika adamın yüzüne baktım. sonuç: özlemişim...
* kitaplık aldım :D yeni kitaplığıma yeni yeni kitaplar aldım. bakalım kaç ay sonra okumaya fırsat bulabileceğim?
* can yayınları'ndan çıkan kitapların, kitaplıkta yan yana sıralandıkları zaman oluşturduğu görüntü bakmaktan çok büyük keyif aldığım manzaralardan biri...
* new york üçlemesinin son kitabı kilitli oda'nın kahramanı olan yazar "insanların hayatlarını değiştirecek birşeyler" yazmak istediğini söyler. kimsenin hayatını değiştirmek gibi bir iddiam yok benim... kendi hayatımı bile kontrol edemezken, hiç tanımadığım insanların hayatlarını nasıl etkileyebilirim?... ben sadece yazmak istiyorum. hani "içimdekileri sözcüklere dökmek istiyorum" durumu. biraz düşününce; tam tersini söylemek de mümkün aslında:"içimdeki sonsuz boşluğu sözcüklerle doldurmak istiyorum"... diğer taraftan elime kağıdı kalemi -ya da bilgisayarımı- alınca sayfaya -ya da ekrana- bakmaktan başka birşey yapamıyorum. "engin fikirlerine nooldu, mavicim? yandı bitti kül oldu!"
* alıp başımı gidesim var...
* dipteyim sondayım depresyondayım!!
6 yorum:
hepsi bitcek... iyi olcak...
tüm umudumuz da bu ya zaten.. ama tünelin sonunda ışık vardır hep.. mesele doğru yönü bulabilmek -tünelden çıkıcam die trene toslamayalım ama di mi :D:D:
sağolasın...
bugün 13 haziran,
sayılı günler geçiyor,açıkçası ben yumurta sıkısınca coşar ve toparlamaya kalkarım.kimse senden savunmadığın tezi isteyemez,tez savunmasında da 3 ay verilir en azından..ha eksiği ile vs bir şey ver sen onlara, o eksikler juri aşamasında giderilir...
ben birazdan uyuacağım, uyku ile beden ruh dinlenecek..halen içiyorum, halen çok gereksiz aburcuburlardayım...halen dostt'luk üzerine düşünüyor, halen 3 gün adını anlamadığım insanları 4. gün zikrediyorum....
depresyon süper bişey, ne yapman gerekirse, örneğin tezi yoluna koyma, sen gereksiz binlerce iş bulursun...depresyon bir nevi hayatın yükünü görmezden görmek için araya set çekmek, elbet çok kez boktan,çok kez kapalılığın getirdiği bir durum.
film izlemek iyidir,kitap okumakda...
dur bi sn geliyorum
etrafımdaki zorluklarla arama duvar örmek keşke işe yarasa.. saklandığım duvarların ardından çıktığımda hiçbirşeyin çözülmemiş, zamanında el atmadığım için eskisinden daha da karmaşık bir hale geldiğini görüyorum. kendimi şanslı saymak için henüz çok erken ama bir ucundan ipi yakaladım. sarıyorum yavaş yavaş. umarım ileride bi yerlerde açılamayacak bir düğüm yoktur; ipi kesmek demek, tüm umutlarımı -en azından bir süreliğine (uzun bir süre olabilir) gömmek demek... birazcık şsns...
ne de olsa "all we are is dust in the wind..
ipin bir yerlerinden utmak duvar örmekden daha iyi;senin için son 1 ay müthiş tecrübe olmuştur.dilerim ve umarım süre alma konusunda,tamamlamada başarılı olursun;sağlıcakla mutlu kal
haklısın, hiçbirşey yapmadan oturup başıma gelecekleri bekleme konusunda epey tecrübe sahibi oldum. bazen herşey boş diyip çekip gidesim geliyo..
neyse, iyi sayılırım şimdi... galiba.. :D cıvık poliyannayım ben. kesseler acımaz :D
saol...
Yorum Gönder