the secret of happiness is to count your blessings while others are adding up their troubles -william penn

EX-BOYFRIEND YAZISI


eski erkek arkadaşımı gördüm rüyamda. ilk önce ölmüş olarak gördüm. iskele benzeri bir yerde ruhu çıktı karşıma. ödüm koptu! sonra karısıynan gördüm. bizimkisi bana böle ufak hediyeler almışmış da biz birlikteyken, ben sinirlenip açmamışım. şimdi onları uzaktan izlerken, bi taraftan o hediyeleri açıp diğer taraftan melankoli yapıyorum. (özel not- hediyelerin ambalaj kağıtlarında böle düğmeler var. basıyorsun müzik çalıyor:D:D:D üşümüş müyüm ne:D)

neden durmadan eski erkek arkdaşından bahsediyorsun, aşık mısın hala sen buna, diye düşünebilirsin sevgili okur. alakası yok! (inkar dönemini atlatalı çok oldu!) ama düşününce:

1) ne yalan söyleyeyim, benden önce evlenmesi acayip sinirimi bozdu. bana ettiği onca eziyetten sonra, mutsuz ve sefil olan ben; evli ve mutlu olan o!! hak mı şimdi bu?!

2) diyeceksin ki senin bu ilişkide hiç mi kabahatin yok. yok! bildiğin "yok"! ona karşı işlenmiş hiç bir kabahatim yok. en büyük hatam kendime karşı oldu. bir ilişkiyi yürütmedeki beceriksiziliğimden kaynaklandı ki benimle hiç ama hiç ilgilenmeyen bir adamla mutlu olmaya çalıştım. hani, bir şeyin yanlış olduğunu bilir ama yine de yaparsın ya... örnek vermek gerekirse; rejimdesin (kısmetse bi ara). dolabın derinliklerine saklanmış olan o çikolatayı yememen gerek, biliyorsun. ama kendini tutamayıp yiyorsun. bunun gibi bir şey işte.

3) bak sana örnek vereyim. bu adam benimle tanışmak istediğinde ben gayet rezil kılıklarla ortalıklarda dolaşan bir tiptim. sonra biraz onun gazıyla ambalajı toparladık. bana diyordu ki hep, etek giy diye. gönlü olsun diye giydim bir gün. dönüp de bakmadı ya!! gözüne sokmak zorunda kaldım ya! "aşkım bak etek giydim, güzel olmuş mu?", diye. ne salakmışım!!.. bir sürü şey daha... ona sorsan benimle ilgili hiç bir şey bilmez. en fazla adım soyadım bir de doğum günümü biliyor. ne yerim, ne içerim, ne düşünürüm... adamın umrunda değildi.. anca beni giydirsin, süslesin, yanında gezdirsin. barbi bebek miyim lan ben! gerzek!! lan madem böyle bir adamsın sen, yanında süs köpeği gibi süslü hatun dolaştıran tiplerdensin, o zaman neden bana geldin? okulda istediğin gibi bir sürü kız var. çık bi deniz kenarına, barlara takıl, bütün şehirdeki süslü gacılar orada. istemediğin kadar! seç, beğen, al, koleksiyon yap hatta! ha, "bu hatun bir şeye benzemiyordu bulduğumda. kanatlarımın altına aldım, besledim, giydirdim, bu hale getirdim. tasmayı da boyununa geçirdim, her gittiğim yere götürüyorum. benim eserim!" fantezin varsa, benden iyi "mal" da bulamamışsındır zaten! bu durumda: vay bana, vaylar bana!

4) "çok yıkıcı bir ilişkiden çıktım. erkeklere güvenim kalmadı" konsepti etrafında dönen filmler olur ya, veya bir filmin içinde "ben acıların kadınıyım" kıvamında dönüp dolaşan bir hatun olur. hah, işte ben onlara gülerdim. çok gerzek bir ruh hali gibi gelirdi bana. gerçek hayatta aynı şarkıyı söyleyerek dolanan tiplere de, "filmden araklamışlar bu ruh halini" muamelesi yapardım. bu gözlüklü penguenin bana yaptıklarından sonra anladım ki, cidden varmış böyle bir durum. baktın adamın teki sana yanaşıyor. (ki kadınlar bu oyuna 1-0 önde başlarlar. bir kadının, adamın kendisiyle ilgilendiğini anlamaması ihtimali yoktur! yüzde şu kadardır değil, bak dikkat et: YOKTUR!" ancak kaç-0 yenilirler, bilemiyorum....imza: a good, old soul in pain...) önce adamla oturur bir sohbet edersin, bir incelersin sağını solunu. tartarsın, teste tabi tutarsın. baktın, ortalamanın üstünde puan aldı. telefon numaranı verirsin. baktın, yavşak erkek, sepet havası çalarsın; çaktırmadan defedersin başından. (ki böyle durumlarda, bir göz işareti mesafesinde cinsiyeti erkek olan normal bir arkadaşın bulunması hayat kurtarır) bende işleyen süreç de eskiden böyleydi, normaldi! gözlüklü penguenden sonra ne zaman bir erkeğin bana yanaştığını hissettsem arkama bile bakmadan olay mahallini terk ediyorum! aynen topuk! işin kötüsü bunu istemeyerek yapıyorum. bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama: "erkek milletine güvenmiyorum"

kanal değiştirelim:

"sevgili kızım mavi,

yavrucuğum, erkek cinsinin kalleş olduğunu düşünebilirsin. bu konuda uzayın bir ucundan diğerine kadar haklısın yavrum. ama bu kadar ümitsiz olma. kendini üzdüğüne değer mi hiç? bi daha sefere bi adam seninlen ilgilenirse, tut kendini iki dakka cicim. kır kıçının kazığını otur oturduğun yerde, adamcağıza bi şans ver. bu kadar mı zor yane!? ama olmuosa da zorlamıcaksın tabii. sona ebediyen soğursun erkek milletinden, kör olursun, şeytan kulağına kurşun!

hem ben biliyorum, gerçek aşkı bulucaksın sen. geçenlerde bizim nihoş fal baktıydı da orda çıktı. böle kalbin güm güm, gözlerin dürbün. ahanda bu, diyeceksin. böyle elin ayağın birbirine dolaşacak. nereye oturacağını, nereye sıçacağını bilemiceksin. 1 hafta içinde kız isteme, nişan, kına gecesi, düğün her bişiyi halledip evlenip gideceksin. annişin de babişin de rahat bi nefes alıcaklar sonunda.

o güzel gamzelerinden öpüyorum. sana hayatta başarılar diliyorum. bi derdin, bi sıkıntın olursa seni yine bu sayfalara bekliyorum. hade çüsss!!

ailenizin dert ortağı
cıvık pollyanna"


bu postun anlam ve önemine uygun bir de şarkı iliştirelim. aslında pek çok şarkı seçebilirim. gözlüklü penguenle ayrıl-barış dönemlerinde dinlediğim bir şarkı vardı, onu ekleyelim, nostaljik olsun. (yukarıdaki satırda "ayrıl" yerine "ayıl" yazmıştım ilk. bu işaret bana daha erken geleydi ya..!)


ahanda şarkı: a canım, sen de vazgeçilmez değişmişsin. be canım, benden önce hiç sevilmemişsin




11 yorum:

Kimse Bilmesin dedi ki...

hehehe :) yalnız değilmişim demekki dedim yazılarını okurken. Bende sevgülümün ısrarıyla etek giymiştim... sonraki olaylarda hemen hemen aynı :)

mavi dedi ki...

demek ki bu denyolar yarı bir tür. her yerde, her koşulda bitiveriyorlar. asalak sarmaşıklar gibi baştan ayağa sana tutunup iliğini kemiğini sömürüyorlar. içini kurutup, bütün yaşam enerjini emdikten sonra kabuğunu tükürüp atıveriyorlar. bu türün kökünün kurutlması için dernek kurulursa onur üyesi ben olurum.

umarım sen benden daha az hasarlı çıkmışsındır bu ilişkiden.. tanrı bizi bölelerinden korusun.

BlahBlah dedi ki...

etraf yakında bu öküz sürüsü yüzünden lezbiyenlerden geçilmeyecek ha.

mutluluk kolesi dedi ki...

kuzi nerde o muthis erkekler yahu? hepsi mi öküz bunların, nirdeee onlar nirdeeee..

mavi dedi ki...

blah blah: bi yerde okumuşum. biseksüellere ve lezbiyen olduğunu keşfetmeden önce erkeklerle birlikte olan kadınlara sormuşlar: erkeklerle yaptığınız sekten mi kadınlarla yaptığınız seksten mi daha çok zevk aldınız die? tabii, ki kadınlar kazanmış. nedeni, kadınların partnerlerinin isteklerini kendilerininkinden önde tutup ona göre hareket etmeleriymiş. hani farklı deneyimler elde etmeyi düşünmeye başlasak fena olmaz. hazır denyolardan gına gelmişken..

kuzicim: o erkekler filmlerde, harlikuiin romanlarında... gerçek hayatta yok şekerim öle erkekler. öle bi zaman ki kadınlar daha maskülen, erkekler daha feminen. erkeklere "duygularınızı göstermeyi öğrenin" derken hata mı yaptık acaba? bi de hepten duygusuzlar var ki onlara kısaca, sizin de belirttiğiniz gibi "öküz" diyoruz.

nox dedi ki...

adı üstünde "eski"...
gözlüklü penguen tarifinden sonra ben penguenlere farklı bakacağım...belki de gözlüklü demelisin,penguenleri bulaştırma :)

yüralar abuk subuk anormal şeyler görmek için birebirdir..100 rüyamın 90 ı abartı saçma tuhaf katagorisinde:)rüya yerine yüra yazıyorum,kusuruma bakma.muhtemelen gözülklü penguen bu kelime karıştırmalarımı laflardı :)

siniri bozacak kadar değeri kaldı mı gözlüklünün..sinirlerine yazık değil mi, hatta mutluysa ne iyi,insanlar mutlu olsun,belki biraz daha olgun olmuştur...

ha; mutsuz olmak istersen 160 ülkeyi dolasan kamu görevlisinin bunu dünya barışı için yaptığı bahanesine üzül;vah insanımıza diye:(

ben sana ılımlı mantıklı olumlu şeyler yazarken durum benim açımdan hep tersi olur; yılları aşan takıntı,eskilerin eski günlerin anısı vs...'tir etmek gerek,bugune dönmek gerek....


bugün güzel birşey oldu..bir iki dosta yorum yazdım..bulutluydu hava...ve serin...nedensiz mutlu oldum...eskimiyen bir canla konuştum -manevikardeşle...mutluydu,mutlu oldum,daim olsun diledim..nazardan korktum...ve kim bilir bir gün öncesi gibi yada birkaç sonrasında birsürü küfür savuracağım kızdığım kırdığım kırıldığım insnalara...ki ben hiçbir zaman red etmedim göt'lüğümü, hata yanlış ayıp günahlarla dolu çelişkili yalancı olduğumu(çok açık oldu)...
burdan nereye gelelim ..yani mutsuz olmak,sinir olmak insanı yoruyor be zahir..belkide en çok gereksiz yersiz 3 kuruş etmeyen insnalara 5 kuruşluk değer verdiğimiz için...değerlerin ötesine geçsene;ben zaman zaman geçiyorum..bazen yanılıyorum..asıl değer senin gökyüzünü görmen,tebessümün,nefes alışında rüzgrı güneşi hissetmen...ben beynine sağlık,zihnine yüreğine gönlüne sağlık diyorum;tez nasıl gidiyor ve konuyu değiştiriyorum :)

bir de güven...neden birilerine güveneceksin ki..yada güvenmeyeceksin ki..kendi konar..elbet güven sarsılır,sınanır,gider,gelir;insanız...insanlar birbiri ile konuşsa,olduğu gibi,iyi kötü,saklısız,bakışlarını duygularını dile getirse;illaki karşındaki erkek veya kadın birbirine aşık olmak zorunda değil ki değil mi...

yüreğine sağlık,ben 7 gün nette olmayabilirim,hoşça mutlu kal
selamı var gök mavisinin,hergün gökkyüzünün mavisine bak

mavi dedi ki...

penguen demeliyim, aynen öyle yürüyor. penguenlere bakışın değişmesin. bundan bi tane var çünkü. geçmişte yaşama durumum yok, aslına bakarsan onun için kendimi harap etmekten vazgeçeli çok uzun zaman oldu. dedim ya, sadece adamın yaptıkları yanına kaldı. o dert oldu biraz. geçti gitti işte. düğünü vardı, üzerine bir de rüyamda görünce -sanki çok muhteşem bi adamdı da kaybetmem çok yazık olmuş gibi arkasından üzülünce rüyada, dur, dedim, ben bunu bi yazayım, yazayım da sistemimden atayım. hak etmeyene gereğinden fazla değer vermek çok yıpratıcı bir şeymiş, öğrendim. tezin yapılan kadarını verdim. eksikleri tamamlayıp uzatma beklicem artıkın..

teşekkür ederim düşüncelerinizi paylaştığınız için.

nox dedi ki...

profil resmin güzel:)

saygılar

nox dedi ki...

biliyor musun;
blog sayfalarında düşüncelerini bakış hislerini yazan zaten memnundur;örneğin benim içni teşekkür edilmesi gereken birşey değil; teşekkür ederim yorum yazmaya açık tuttuğun için.

kafan tez konusunda elinden geleni yaptığın için biraz daha rahatlamıştır;
kolay gelsin
hoşçakal zahir...

nox dedi ki...

"bu türün kökünün kurutlması için dernek kurulursa onur üyesi ben olurum. "

böyle bir dernek var...sakın bununla çıkma diye..insnalar kazık yediği,zaman içinden hoşnut olmadığı kişileri ortaya döküyor :)bu haberi 1-2 yıl önce duymuştum...ama sayfayı bulamadım...

sahildeki roman kardeşler falına bakayım makayım derse "mavi baktırmamış ama selamı var,ısrar etmeyim ablacım" demen yeterlidir.

sağlıcakla kal

nox dedi ki...

balıkları besledim :)

 

Follow Me

Contact

Ad

E-posta *

Mesaj *

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı