"geri dönmek istemiyorum! geri dönmek istemiyorum! burada olmalıyım. dışarıda bana ait hiçbir şey yok. beni bekleyen hiç kimse yok. bu çizgiyi geçersem, büyük bir yangının içinde bulurum kendimi. bedenimi, kalbimi ve aklımı yiyip bitirir bu ateş, bu soğuk kaldırımlar, sahte yüzler her sabah. lütfen, bırakma beni... o kadar yalnızım ki dışarıda, kendi kanımın gürültüsünü duyabiliyorum damarlarımda dolaşan. dışarıda, duvarlarım var. üzerinde kırık cam parçaları. dedem yapmıştı büyük evde; kocaman şişeleri kırıp parçalarını duvarın üzerine koymuştu tek tek. kimse geçmesin diye, geçmeye çalışan kan revan içinde kalsın da bize dokunmasın, diye. hatırladın mı? işte öyle yırtıcı duvarların arkasına saklanmak zorundayım dışarıda. dedim ya, hiçbir şeyim yok orada. ne olur izin ver seninle kalayım. izin ver, masallar fısıldasınlar içime. iste yeter ki, ben de öyküler anlatırım sana bir ömür ya da sonsuza kadar. sonsuzluk kadar çok zamanımız var burada. oysa dışarıda, zamanın koca dişli, yılan dilli ağzında ezilip gidiyor bütün hayaller. hayaller olmazsa yaşayamam ben. kendi ellerinle ölüme gönderme beni!
gönderme! yalvarırım öldürme beni....."
2 yorum:
nasıl delip geçici bir post bu böyle! nerden bu yazı ki?
benden.. sadece benden... çok mu beğendin kuşum? ah keşke daha iyi yazabilsem.... ilham kaynağı: tatil dönüşü iş sendromu bir de net sansürü :(
Yorum Gönder