*işte bu nedenledir ki, pazartesi gününden beri, bir adet delirium panik atak sendromu yaşamaktayım. hadi lit kısmı tamam. bi oturdum mu pc başına 2-3 ayda yazarım. ama anketler geri dönmezse işim bitik demektir!! "iyi insandı, biraz tuhaftı ama olsun iyi kızdı" diye arkamdan söylersiniz artık!
*bu anksiyetenin kötü tarafı, endişeden eli kolu bağlanıyor insanın. önce tırnaklarımı kemirmekten zaman bulup da bir şey yapamıyorum. alakasız şeylere sarıyorum (misal 4 günde supernatural'ın dördüncü sezonunu bitirdim; beşincisini izlemeye başladım hatta!) ardından, endişe yüzünden kendi kendimi yiyip bitirdiğim için oturup ders çalışacak hal kalmıyor. üzerine bir de akşam 9'dan önce eve gelememek eklenince, külçe gibi yığılıp kalıyorum. kitap defter yatsın masanın üstünde.
*babama diyorum ki, beni istemeye gelecek olandan ağırlığımca başlık parası isteyelim. ikimiz de ömrümüzün sonuna kadar zenginlik içinde yaşarız :D
*babamın cevabı; "seni alacak birini bulursan neden olmasın!"
*ps. i love you filmini izleyeli çok oldu. aynı gün filmin soundtrack'ini buldum. çok ama çok güzel parçalar var albümde. dinleyin derim. hele de gitar seviyorsanız.
*hugh jackman'ı kimseye beğendiremiyorum. x-men in ilk filminde (ki wolverine, red kit le birlikte favori çizgi roman kahramanımdır) bir adet kafesin içinde kavga ederken izlediğim bu şahsiyet, yine çok ama çok keskin gözlerimin olduğunu kanıtladı. elini vicdanına koy, sevgili okur. şu fotoğraflara bir bak ve bu adama tapılmaz mı söyle? bir erkekte, beğendiğim ne varsa hepsi bu abide mevcut (gözleri mavi değil ama ossuunn canııımm, o kadarcuk kusur kadı kızında da olur!). bu adamı şöyle bir vitrine koysalar, burnumu cama yapıştırır, "bunu istiyorum, benim olsun muuu? ha, anniş, alalım mı, alalım mııı??" diye tepinirdim herhalde!! :D
*1 kadın 1 erkek'i seyrettim bugün -aman patron duymasın- erkek striptizci çağırdıkları bölümdü. zeynep'in görüşünü kapatan oğuza ettiği laf "çekil önümden, korkunç ivan'ın korkuncunu kapatıyorsun". saatlerce güldüm, hala gülüyorum. bundan çıkarılabilecek yegane sonuç: anksiyete başıma vurdu! endişeliyim, sıkıntılıyım; ancak oturup ders çalışmak yerine korkunç ivan'a takılıyorum.
*havasına kurban olduğum güzeller güzelli şehrim, sonbaharın ilk günlerinde yağmura doymuştu. ancak kısa sürdü "bu kış serinleyebileceğiz" sevinci. ardından yaz günlerine geri dönüş yaptık. 1 aydan fazla bir süre güneş-deniz-kum üçlüsü hayatımızdaydı. büyük ihtimalle kasıma kadar denize girmek mümkün olur. nerden geldim ben buraya? hah, diyecektim ki, güzeller güzeli şehrime yağmur yağıyor şakır şakır! ilk sonbahar yağmurlarından ıslanmıştım bu sene, siftah yapmıştım. dua ediyorum şimdi, ben ofisten çıkana kadar dinmesin, diye. ıslanmam lazım -tırnak yiyip, saçımı başımı yolduğum şu günlerde lazım, çok lazım....
* eve gelebildim çok şükür! kahvemi de aldım yamacıma, rahat rahat yazarım şimdi. yağmurda kalmışım, hemen yazayım. benim ofisten çıkmamdan yaklaşık 10 dakika öncesine kadar şakır yağmur yağıyordu ya hani, hah, işte o yağmur ben çıktığımda dinmişti!! kupkuru! damla yok damla! bi heves nasıl çıktım binadan ıslanacağım, diye bir görsen okur, hevesim kursağımda, ellerim böğrümde kaldı!!
*flaş! flaş! flaş! eve gelirken ayakkabımın topuğunu kırdım!! bir kayış kaydım yokuşta, üfffff! değme patenciler o figürleri, 40 yıl uğraşsalar yapamazlar! her neyse, bu ayakkabıyı eylül ayının son haftası almıştım. üç hafta bile olmadı daha ama hakkından gelmeyi becerdim. rekora koşuyorum!
*öyle salak bir dönem ki; şu yazıda bahsettiğim kredi borcunu ödedim bu ay. bizimkiler resti çekmişti demiştim daha önce. ben de başımın çaresine baktım, şirketten çektim. annem, duyunca bunu geri ver parayı, biz ödeyeceğiz, dedi. uzun lafın kısası, geçen ay sonu borcumun tamamını ödedim ama salak herifler fazladan 400 tl borç daha çıkardılar. sonuç: maaşımı aldım, aynı gün geriye sadece 7tl kaldı. 1 aylık harçlığım. yetmezmiş gibi, dört gün sonra telefonum bozuldu. lan yol param yok, nasıl telefon alıcam ben!! yönetici asistanı olmak demek, patronla 7/24 telefonda konuşmak demek. kredi kartım sağolsun, taksit ödeyemeyen ben gittim 5 ay taksitle telefon aldım. battı balık yan gider deyip, kıydım paraya -yani bankanın parasına- şimdi hem annemlere hem de bankaya borç ödücem. benim 3 haneli maaş oldu mu sana kuş kadar bişi! swiss'den kuru pasta gönderiyorlar arada onlarla doyarım artıkın.
*ayakkabıyı da hakkın rahmetine kavuşturdum, beş kuruş yok.takım elbise altına spor ayakkabı modası resmi olarak başlamıştır! bu arada, şampuan, diş macunu, anti persperant, parfüm ve birkaç ıvır zıvır daha bitmek için bu ayı buldu. doğal güzelim ve şirinem de bu hafta sonu planı yapmışlar. öğlen biz buluşacağız, sonra bizim tayfanın kalanı gelecek. yemek ardından alemlere akacağız. para yok, öpücük versem kabul ederler mi?
*bik bik kafa ütüledim yine, affet okur. gidip ders çalışmam lazım! önce tez, sonra ales. canım da nasıl supernatural izlemek istio!! ilk iki sezonunu izlememiştim. naapsam ki acep? mavicim, dötünü kaldır pc başından, dooooğğrrruuu ders başına! marş marş!
*resimdeki şans perisinden lazım. elinde fazla peri olan var mı?
PS: ben bu post'u bitirdim. acayip bir yağmur bindirdi!! cık, olmayacak böyle. bahtsız bedevi bile benden iyi durumdadır yahu! secret yapmak lazım. ama nasıl nasıl?
12 yorum:
efem hugh'u beeenmeyen bizlen lütfen arkadaş olmasın, bu biiir.
ayakkabından daha çok sana üzüldüm, belin acımıştır muhtemelen, bu ikiiiiiii.
tez dönemi sorunlu hamilelik gibidir. ama kucağına aldın mı herşeyi unutursun :) bu da üç.
su tez olayi genetik bir problemmidir ki(:
BlahBlah: :D:D:D tapılası bir insan bu hugh, off allahım offf!!
bana bişicik olmadı ama işte daha yeni almıştım yaaa... spor ayakkabıyla geldim bugün. ne rahatlıkmış!!
tez konusunda gelince, anketler tek derdim. yoksa yazmak hiç sorun değil. sen de doktorayı kazanmıştın değil mi? darısı başıma inşşşş!!!
minik kurabiem: senin tez yatıo anladığım kadarıyla. nooldu kuzicim? hoca beğenmedi demiştin en son.
hugh'un tırnakları pek uzun, ayrıca adı da çok fena, hugh ne lan, ugh :P
ya prometheus, dalga geöme ama yaa!! tapıyoruz biz o adama! hugh'un tırnakları uzun değil ki... kardeşinin tırnakları uzun. wolverinciğimin adamantiyumdan güzel güzel pençeleri var.
isim konusunda yorum yok. bana da soyadıyla beraber söylenmediğinde biraz tuhaf gelio. ama o da ana dilimizin farklı olmasından kaynaklanan bir durum. olsun.. o böyle de çok güzel..
elemanın pençesi var yahu adamantiyumdan, olmaz olsun öyle mutant :P
ugh işte ugh :D:D:D
keşke bütüüüüüüün mutantlar onun gibi olsa....
yannız unutmadan söliim, origins'de bi de gambit var. o da fena değil ha! wolverine gibi olamaz tabi ki!! :D
Gambit yakışıklı sayılabilir belki ama karizmatik değil bence :D
Ben mutant olsam şahsen ikisinden de süper bi mutant olurum yani :DDD
:D:D:D:D:D:D
mutant olsaydın gücün ne olsun isterdin, prometheus?
Bir kere Wolverine gibi hücre yenilemesi olmalı yani ölümsüzlük:P
Bir de yanına Sylarınki gibi diğerlerinin yeteneklerini ele geçirebilme yeteneği olsa tadından yenmez vallahi :D
Sen nasıl güçler isterdin peki Mavi?
Bu arada beni mimlemiştin ya, yazımı yazdım bakarsın bi ara :)
yetenek kopyalayailmeyi isterdim bak. ama syler gibi değil de petrelli gibi. kimseyi öldürmeme gerek kalmasın.
bu arada sayler gördüğüm n gerzek kötü adam.
bakıcam bi ara mime :D
Am new here, found this site trough google and seriously like it here, will enjoy my stay
I have a internet site about
[url=http://www.urheberrecht.org/news/idx/]copyright watch[/url] and if somebody is considering about that topic I wish that they will pay a visit to it.
Yorum Gönder