the secret of happiness is to count your blessings while others are adding up their troubles -william penn

HAFTANIN FİMLERİ


bu haftaki sinema keyfinin ilk filmi:THE IMAGINARIUM OF DOCTOR PARNASSUS.
başrol oyuncusu heath ledger aynı zamanda filmin yapımcısı. heath ledger'ı, brokeback mountain (korsan cd satan işportacılarda hiç denk geldi mi bilmem ama akıllının teki filmin adını "ibne kovboylar" olarak çevirmiş!) batman - the dark night filmindeki Joker rolüyle hatırlarsınız. filmin çekimlerinden hemen sonra new yorktaki evinde ölü bulunmuştu. gereksiz bi ölüm... oscar aldı bu rolüyle, ölümünden sonra.. ne zaman bir filmine denk gelsem içim acır.. niyeyse... heath ledger, johnny depp, jude law ve colin farrel filmin ağır topları. konusuna gelince: doktor parnassus, "hiç bitmeyen hikayeyi" öğrencilerine anlatarak dünyanın sonunun gelmesini engelleyen, insanların zihinlerine girip onlara hayallerini yaşatabilme yeteneği olan bir rahiptir. yaklaşık 1000 yıl önce şeytanla hikayeler ve ruhlar üzerine iddiaya girerler. doktor parnassus iddiayı kazanır ve ölümsüzlüğe kavuşur. aradan yüzyıllar geçer. parnassus aşık olur. her ne kadar ölümsüz olsa da, görünüş itibariyle yaşlı bir adamdır ve sevdiği kadının kalbini kazanabilmek için gençliğe ihtiyacı vardır. şeytanla tekrar anlaşma yapar. gençliğine karşılık, doğacak çocuklarını 16 yaşına geldiğinde şeytana vermeyi kabul eder. sevdiğikadınla evlenir, bir kızı olur ve aradan 16 yıl geçer. şeytan kız için geri geldiğinde yeni bir bahse daha tutuşurlar: iki gün içinde 5 ruha karşılık parnassusun kızı. bir hayır kurumu yöneticisinin olaylara tuhaf bir şekilde müdahil olmasıyla işler iyice karışır.

sürrealist sahnelerin sıklıkla kullanıldığı film, dali'nin tablolarını hatırlatıyor. eksikleri çok. konu filme iyice oturtulmamış. görselliğe odaklanıldığı için konuyu kaçırmışlar. hoşça vakit geçirtebilecek bir film. ancak büyük beklentilerle filmin başına geçmeyin.


haftanın ikinci filmi: PRECIOUS

2010 academy awards'ın bu yılki parlayan yıldızlarından. en iyi senaryo ve en iyi yardımcı kadın oyuncu (Mo'Nique) dallarında oscar sahibi. film; 16 yaşında, küçük yaşlardan beri babasının tacizine uğrayan, down sendromlu bir çocuk doğuran ve ikincisine hamile olan, annesi tarafından sürekli aşağılanan, okuma - yazma güçlüğü çeken, kendisine ait tek şeyi hayalleri olan bir kızın hikayesi. izleyin..




haftanın üçüncü filmi: MY BLUEBERRY NIGHTS

başrollerde jude law ve norah jones. sevgilisi tarafından aldatılan ve kendisini yeniden bulmak için yollara düşen bir kızın hikayesi. yaklaşık 1 yıllık bir yolculuk, bu yolculukta karşılaştığı insanlar ve onların gözlerinde gördüğü kendi yansıması. dönüp dolaşıp geri döndüğü yer ise bir dilim böğürtlenli turta.. rachel weisz (the mummy - çok güzel gözleri var) ve natalie portman desktekli psikolojik drama diyelim. bazen sıksa da jude law ı izlemek oldukça keyifli (saçları süper!). .sevenlerine duyurulur..


3 yorum:

nox dedi ki...

işportacılardaki yaratıcı zeka!!!:)
2.film acı ama gerçek denilen ve iç sıkan ama görmezden gelininmemesi gereken bir film.

bahsettiğin birçok oyuncunun adını bilmiyorum,cahilliğim,ilgisizliğim.

hepsini 2-3 hafta içinde mi izledin?sağlıcakla

mavi dedi ki...

işportacılar olmasa nası güleriz :D:D precious.. kurgusu itibariyle "babasının tacizine uğrayan kız" filmlerinden farklı.. ama beni asıl çeken tarafı precious!un hayalleri.. bir de başına gelen herşeye, dahası, öleceğini bilmesine rağmen düşündüğü tek şey, çocuklarını nasıl iyi yetiştirebileceği.. iyimserliği..

oyunculara gelince... merak düğmesi... senin ilgini çeken konularda da benim cahilliğim ... merak etme meselesi... sevme meselesi... :D

inanmayacaksın ama hepsini aynı gece izledim :D:D:D:D:D:D:D:D

nox dedi ki...

hepsini aynı gece şzlemek :))
ben olsam kusardım veya çerez kola yeemkten 3-4 kg alırdım o kadar filmi izlerken atıştırmamak olmaz.

 

Follow Me

Contact

Ad

E-posta *

Mesaj *

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı