"üçüzler gezmesi" vardı 17 nisan'da.. önce ev buluşması.. vapur keyfi yaparak geçtim karşıya.. körfeze karşı.. kulağımda müzik... içimde akşamın heyecanı... kıpır kıpır... şirinemin evinde domates soslu, bol baharatlı makarna keyfi yaptık. vazgeçilmez yemek ortası sohbetlerimizden en meşhurunu : nası vericez bu kiloları biz??!! boşalan tabaklara hüzünle baktıktan sonra; dedik, yapacak bişi yok. birer tabak daha yiyeceğiz. doğal güzelim geldi sonra. karnım tok dedi, bi tabak makarna da o yedi :D
öğle yemeği üzerine bol kahkahalı kahve keyfi yaptık. ardından sokaklara attık kendimizi. alışveriş yaptık. maceranın bu kısmında üçümüzün de suratları asıldı biraz. malum, vitrinler renk renk, gelin gibi süslemişler her bi tarafı ama biz üzerimize uygun kıyafet bulmakta zorlandık. şükürler olsun, ardından kuaför faslı geldi de yüzümüz güldü. belimdeki saçlarımı, gittim, kısacık kestirdim! upuzun saçları gidip de güdük necmi kıvamında kestirenlere çok kızardım hep ama haklılarmış. insan çok ama çok sıkılabiliyormuş uzun saçtan. kılım kıpırdamadı! bir ara sordu kuaför: korkutuyorsun beni, bişiler söle diye. dedim iyiyim ben sen bak işine. kes gitsin!
kuaförden kanatlanıp eve uçtuk. yeni cicilerimizi, topuklu ayakkabılarımızı giyindik. süslendik. atladık taksiye ama yarı yolda inip, körfeze karşı, barların önünden salına salına geçtik. rakı balık keyfimiz biraz rötarlı gerçekleşebildi. süslenmekten saati farkedemediğimiz için 1 saat geç gittik restorana, masamızı başkasına vermişler. bekledik biraz ama, değdi. inanılmaz keyifli bir yemek geçirdik. laosun yanında mis gibi tekirdağ rakısını yuvarladık kadeh kadeh...çakır keyif olduk.
rakı balık keyfinin sürpriz bir konuğu vardı: ataberk. bizi çok beğenmiş olsa gerek, buzlu badem verdi :D. bir ara ortadan kayboldu, elinde koca bir tabak kalamarla geri geldi. bize getirmiş!! çapkın çapkın da bakıo! 10-15 sene sona ardında epey kırık kalp bırakmış olur herhalde. ataberk'in kalamar tabağını getirmesinden hemen sonra, akrabası olduğunu düşündüğümüz bir hanım geldi. meğer ataberk bize biraz daha buzlu badem getirmek için kendi masasına gittiğinde buzlu bademlerin bittiğini görmüş; "bademleri kızlara götürecektim. hepsini yemişsiniz!!" diye çığrınıp, badem yerine kalamar tabağını kapıp getirmiş.. güzel kızlara güzel bir jest!! (ne zaman "buzlu badem" lafını duysam aklıma cem yılmazın şovlarından birinde söylediği "götümüze buzlu badem sokalım" repliği gelir :D:D:D istisnasız her seferinde!)
gecenin ilk incisi şirinemden geldi. üstelik sarhoş bile değildik: bu göbeklerimize rağmen güzel miyiiizz? güzeliiiiizzzzz!!!!
gecenini ikinci incisi, yan masada oturan iki kadının sigara içmek için 10 dakikada bir masadan kalkması üzerine, doğal güzelimden: iyi ki sigara içmiyoruz. yoksa yemek yiyemeyecektik. :D:D:D:D:D insanın böyle gardaşları olduktan sonra, derdi tasası mı kalır ya?
3 genç kadın, takmış takıştırmış, sürmüş sürüştürmüş, yüksek ökçeler salına salına yoldan geçer de bi allahın kulu rahatsız etmez mi? etmez!! bu şehirde -en azından bazı yerlerinde- etmez! etmediler zaten. restorandan çıkıp soluğu bar da aldık. (yürüyerek gittik bara, rakının etkisi biraz dağılsın diye:) tam bu kısımda böcüklerin kocaları olaya dahil olunca hafif bir keyif kaçıklığı hissetmekle birlikte eelendik yine.. gecenin sonu biraz tatsız bitti ama olsun! üçümüzü bir arada 12 saatten fazla zaman geçirdik.. eelendik eelendik eelendik...
kızlar.. seviyorum sizi kocaman kocaman...
PS: bunnar da kahvelerimiz :D üstüne de rakılarımız :D
öğle yemeği üzerine bol kahkahalı kahve keyfi yaptık. ardından sokaklara attık kendimizi. alışveriş yaptık. maceranın bu kısmında üçümüzün de suratları asıldı biraz. malum, vitrinler renk renk, gelin gibi süslemişler her bi tarafı ama biz üzerimize uygun kıyafet bulmakta zorlandık. şükürler olsun, ardından kuaför faslı geldi de yüzümüz güldü. belimdeki saçlarımı, gittim, kısacık kestirdim! upuzun saçları gidip de güdük necmi kıvamında kestirenlere çok kızardım hep ama haklılarmış. insan çok ama çok sıkılabiliyormuş uzun saçtan. kılım kıpırdamadı! bir ara sordu kuaför: korkutuyorsun beni, bişiler söle diye. dedim iyiyim ben sen bak işine. kes gitsin!
kuaförden kanatlanıp eve uçtuk. yeni cicilerimizi, topuklu ayakkabılarımızı giyindik. süslendik. atladık taksiye ama yarı yolda inip, körfeze karşı, barların önünden salına salına geçtik. rakı balık keyfimiz biraz rötarlı gerçekleşebildi. süslenmekten saati farkedemediğimiz için 1 saat geç gittik restorana, masamızı başkasına vermişler. bekledik biraz ama, değdi. inanılmaz keyifli bir yemek geçirdik. laosun yanında mis gibi tekirdağ rakısını yuvarladık kadeh kadeh...çakır keyif olduk.
rakı balık keyfinin sürpriz bir konuğu vardı: ataberk. bizi çok beğenmiş olsa gerek, buzlu badem verdi :D. bir ara ortadan kayboldu, elinde koca bir tabak kalamarla geri geldi. bize getirmiş!! çapkın çapkın da bakıo! 10-15 sene sona ardında epey kırık kalp bırakmış olur herhalde. ataberk'in kalamar tabağını getirmesinden hemen sonra, akrabası olduğunu düşündüğümüz bir hanım geldi. meğer ataberk bize biraz daha buzlu badem getirmek için kendi masasına gittiğinde buzlu bademlerin bittiğini görmüş; "bademleri kızlara götürecektim. hepsini yemişsiniz!!" diye çığrınıp, badem yerine kalamar tabağını kapıp getirmiş.. güzel kızlara güzel bir jest!! (ne zaman "buzlu badem" lafını duysam aklıma cem yılmazın şovlarından birinde söylediği "götümüze buzlu badem sokalım" repliği gelir :D:D:D istisnasız her seferinde!)
gecenin ilk incisi şirinemden geldi. üstelik sarhoş bile değildik: bu göbeklerimize rağmen güzel miyiiizz? güzeliiiiizzzzz!!!!
gecenini ikinci incisi, yan masada oturan iki kadının sigara içmek için 10 dakikada bir masadan kalkması üzerine, doğal güzelimden: iyi ki sigara içmiyoruz. yoksa yemek yiyemeyecektik. :D:D:D:D:D insanın böyle gardaşları olduktan sonra, derdi tasası mı kalır ya?
3 genç kadın, takmış takıştırmış, sürmüş sürüştürmüş, yüksek ökçeler salına salına yoldan geçer de bi allahın kulu rahatsız etmez mi? etmez!! bu şehirde -en azından bazı yerlerinde- etmez! etmediler zaten. restorandan çıkıp soluğu bar da aldık. (yürüyerek gittik bara, rakının etkisi biraz dağılsın diye:) tam bu kısımda böcüklerin kocaları olaya dahil olunca hafif bir keyif kaçıklığı hissetmekle birlikte eelendik yine.. gecenin sonu biraz tatsız bitti ama olsun! üçümüzü bir arada 12 saatten fazla zaman geçirdik.. eelendik eelendik eelendik...
kızlar.. seviyorum sizi kocaman kocaman...
PS: bunnar da kahvelerimiz :D üstüne de rakılarımız :D
2 yorum:
rakı kahvenin üstüne ise "biz 'okunu çıkartınca dek içip sonrasında kahve ile ayılanlardan değiliz" anlamına gelir.
buz ile badem nasıl yanyana gelirki.?
saçları kısaltmak saç bakımı,zaman,değişiklik,kurulama süresi vs açılarından insanı rahatlatır.sıhatler olsun denirdi erkek olsaydın :)
yinede sıhatler olsun..yoksa saatler mi denilirdi,doğrusu doğrusunu karıştırırım...
23 nisanı 6 gün öncesinden kutlamışsınız,kutlu kal
rakı kahvenin üstüne... b.kunu çıkarana kadar içtiğimiz olduğu çok ama ben sağduyunun sesi, daha az içip, daha ayık kalıp, böcüklerime göz kulak olurum. sadece şirinemin (ortadaki elin sahibi güzel yürek) düğününde bi güzel içtim. sarhoş olmam kolay kolay ama dedim bu sefer kafayı bulucam. yine zil zurna diildim ama yolda yürürken ağaca bindirecek kadar da kafam güzeldi :D
buzlu badem hiç denemedim.. cem yılmazdan olsa gerek.. :D
sevdim saçlarımı.. yaz da gelio rahat olucak... biz herkese deriz sıhhatler olsun die ve evet, uzun yıllar boyunca benim için "saatler olsun" du!!
ii davran kendine :D
Yorum Gönder