the secret of happiness is to count your blessings while others are adding up their troubles -william penn

SICAK ÇARPMASI


mutlu olduğunu zannedip de sefilin sefilini oynayan, ama bundan haberi bile olmayan bir yaşam formu olduğumu keşfettim.
saçmalık, sıkıntı...
ve boşa geçen zaman.. en çok da buna içim yanıyor... boşuna geçirdiğim zamana... çok şey düşünüp de hiçbirşey yapmadan sonuma hibe ettiğim zamana...
nasıl mutlu olunacağını unutuyorum galiba. insan mutlu olmayı unutur mu? taklit mi yapıyorum ki ben?
nasıl oldu da yarım saat içinde kendimi engizisyonda yargılayıp, mutsuzluğa mahkum ettim?

hava çok SICAK!! bu yüzden, sanırım. kıçıma akan kaçıncı ter damlası!! çok SICAK...

peki eksik olan şey ne?

düşünüyorum, düşünüyorum - Descartes yanıldı, büyük olasılıkla - bi halt olduğu yok! milyonlarca şey sayabilirim. peki hangisi bu sefalete son verecek?

NOT: bahsettiğim - ya da bahsettiğimi sandığım duygusal anlamda bir sefalet. ekonomik sefalet mariana çukuru gibi!! düş düş bitmez!

bu sıcakta da nefes alınmıyor zaten! sibirya'ya mı gitsek, naapsak? Dostoyevski kürek mahkumuymuş sibirya'da. ama o zamanlar küresel ısınma yokmuş. rusya'da beyaz geceler yaşanıyor şimdi. Dostoyevski'nin aynı isimli bir kitabı var; okumak lazım.

çok SICAK...

bir de yazma sıkıntısı var, efendime söyleyeyim, fotoğrafçı olma sıkıntısı, dünyayı gezme sıkıntısı, "ya ben noolucam?" sıkıntısı... bi halt olacağın yok kızım; sen daha otur, gözleriyle seni yiyen adama viski servisi yap: "Sevgili Günnük, bugün ilk resmi tacizime uğradım. hayırlı uğurlu olsun. artıkın iş dünyasında beni pırıl pırıl bir kariyer beklemekte. çok ama çok başarılı olacağım. çok mes'udum!
zat-ı mütecaviz, eski devlet bakanlarından. noolmuş yanei! Sarkozy bile dünyanın gözü önünde, gencecik kızın poposunu dikizledi. sen ki tohuma kaçıcaksın yakında, mumla ararsın bu günleri, mumla!!! duymiiim bi daha!

keşke hayat dünyanın bütün kitaplarını okumaya yetecek kadar uzun olsaydı...

bu lafı ettim ya, kesin ünlü olurum. ünlü olamazsam filozof olurum. nihayetinde beyaz gömleği giyer akıl hastanesini boylarım.

sandalyeye yapıştım! çok SICAK!!!

DELİRİUM vakası: --biri ambulans çağırsın!!
--yok bişiicii ayol, kafasını soğuk suya soksun geçer.

soğuk su..... sibirya..... üstelik yarın PAZARTESİ!!!

şu lanet arabanın lanet alarmını kapatın!!!!!

araba alarmından ilham alıp bestseller roman yazan insanlar var! YUH! -ben uydurdum bunu. ama ya varsa?.. nereden biliyorsunuz olmadığını?..

BAYANLAR, BAYLAR!!

hiçbir şeyi olmadığı halde herşeyi varmış gibi davranan, saç diplerine kadar devlete borcu olan, devlete olan borcunu babasından aldığı borçla ödedikten sonra, yaklaşık bir yıl boyunca babasına borç ödeyecek olan, diğer bir deyişle, bir yıl daha sefil çıplak ortalarda dolanacak olan YAŞAR YAŞAMIYOR YAŞAMADIĞINDAN HABERİ YOK ŞOV!A HOŞGELDİNİZZZZZZ!!!!!

garanti ediyoruz: sıkıntıdan öleceksiniz!!!

--bravooooo!!
--yaşaaaa!!!
--walla biz ailecek seyrediyik, sıkıntıdan geberiyik!! sizi çok seviyik!!! emmioğluna selam gönderiyik
--biz de severek izliyoruz. sizlerle birlikte sefilleri oynuyoruz, çok ama çok mutlu oluyoruz. sefil edin bizi. rezil edin bizi!!!

bu klavye de iyi mi kötü mü anlayamadım

vahim bir sona doğru ilerliyormuşum gibi bir his var içimde...
15 dakika içinde -defter günlüğümde aynı sürede tam 4 sayfa yazmışım- bir gram zorlanmadan saçmaladım.
daha da devam ederim ama gidip soyunmam lazım. önce kıyafetlerimden sonra derimden, lanet yağ tabakamdan, etlerimden, organlarımdan, kemiklerim kalıncaya dek soyunacağım. sonra da gidip dondurucuda uyuyacağım..

ÇALAKALEM SAÇMALAMA GÜNLERİ YENİ BİR PROGRAMLA ÇOK YAKINDA TEKRAR SİZLERLE BİRLİKTE OLUCAK!!

KAÇIN SAKIRMAYIN !!!

resim: http://ufurufu.deviantart.com/art/Melted-Caveman-10585670


0 yorum:

 

Follow Me

Contact

Ad

E-posta *

Mesaj *

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı