* tatile doyulmuyormuş.. keşke daha olsa da tatil yapsak...yarın sabahın köründe kalkıp işe gitmek a) hiç ders çalışmadığım için, b) beni bekleyen bir yığın sıkıntılı ve yarım kalmış iş olduğu için hiç ama hiç içimden gelmiyor.... "dört gün boyunca dersin başından kafamı kaldırırsam eşşek olayım" diye bas bas bağıran ben, yarından itibaren anırmaya başlıyorum. koskoca bayram tatilinde sadece ve sadece -sıkı dur sevgili okur- 1 paragraf, yanlış görmüyorsun, 1 sayfa bile değil, sadece 1 paragraf yazabildim!! oturup kafa dinleyememek, evde sürekli işlerimin yarım kalması canıma yetmiş, bayram tatili boyunca, bohçacı karılar gibi gezdim!! tez, ayyynneeenn yatıyor!!! * yaklaşık olarak on saat boyunca kursağımdan tek yudum kahve geçmeyince anladım ki, kafeinsiz yaşanmıyormuş!! daha şu saatte, kafamı nereye koysam sabaha kadar deliksiz uyuyacak vaziyetteyim. yaşasın kafein...
* yine anladım ki, doğal güzelim kocasına çok ama çok aşık... bu sabah, kocacığı evden çıkarken öyle bir bakışı vardı ki... bunca senedir anlayamadığım şeyi o bakış bana anlattı...
* doğal güzelimle, kahvaltı - sinema - öğlen yemeği yaptık bugün. hani şu tatil gününde beni sabahın yedi buçuğunda doğal güzelimden ve de şirinemdem başka hiçbir kuvvet yatağımdan kaldıramazdı herhalde...
* twilight - new moon saga yı izledik bugün.. sinema salonundaki insancıkların %95'inin 12 yaş altı olması, trajik durumumuzu bir kere daha ve yadsınamayacak şekilde gözler önüne serdi. şöyle ki: biz asla büyümeyeceğiz..
* filmden söz etmişken, ilk filmde konuya aşina olmamanın verdiği dikkatle seyretmiştim filmi. bu yüzden ilki çok daha güzel göründü gözüme. ama ne yalan söyleyeyim, bu film de en az ilki kadar güzel. birazcık daha az aksiyon var ama güzel... filmi seyretmeyenler için söylemeyeyim sonunu, ama benden "vampire bak beee" şeklinde bir nida yükseldiğini de itiraf edeyim. vampir olasım geldi bir an..
* eğer tüm vampirler ve kurtadamlar bu kadar tatlı ve de kaslıysa, hiç itirazım yok, önce hangisi ısırırsa kabulüm: akşam yemeğiniz olayım, yiyin beni !!!
* bütün film boyunca jacob'ın baklavalarını saydık!! (imdb'de gördüm şimdi. jacob 1992 doğumluymuş!! sabi sübyana salya akıttığım için acayip utandım kendimden. 17 yaşındaki velette öyle bir vücudun ne aradığına gelince: karateciymiş abimiz. bu jacob'ın on yaş daha büyük versiyonunu alabilir miyim, lütfen?)
* sinema çıkışı yemek yemek için durduğumuz fesfut restoranındaki ağabey, biz 2 orta boy pizza (iki katlı), patates kızartması ve kola isteyince "çok gelir canım, yiyemezsiniz o kadar şeyi" dedi. doğal güzelimle birbirimize, "ağabey, sen bizim kalıplara bakıp bi takım yannış izlenimler edinmişin anlaşılan, sen hele bi ver bizim nevaleyi da gör bak kırıntısı kalıo mu?!!" diyen gözlerle baktık (bu kadar zaman yanyana olmanın ve karakter olarak birbirimize çok benzemenin avantajı bu işte: çoğu zaman konuşmadan anlaşıyoruz böcüklerimle). adamcağız, bizim gibilere alışkın değil, bilmiyorki doğal güzelimle ben,1,5 porsiyon (iki tane 1,5) iskenderi, yanında ayran, afiyetle mideye indirdikten sonra, pideyle tabaktaki sosları yalayıp yutup, tabağı tertemiz iade edebilme, bu temizlik işlemini yaparken pizza hayal edebilme, üstüne gidip dondurma yiyebilme kapasitesine sahip iki narin hanımefendiyiz !!! :D:D:D:D:D:D:D pizzaları da sildik züppürdük tabi ki .. geriye sadece üzerine serptikleri kekiğin kırıntıları kaldı.. :D:D:D:D sonuç 2: böyle yemeye devam edersek kapılardan sığmayacağımız günler yakındır!!
* pazar günü gittim kendime caponların yemek yediği çubuklardan aldım. chopstick miş adı.. akşam yemeğini onlarla yiyeyim dedim. sonuç 3: herkes yemeğini yedi, sofra kalktı, çay geldi. ben hala tabaktaki pirinç taneleriyle köşe kapmaca oynuyordum!! eti yerken hiç kasmadım kendimi, şişe geçirir gibi sapladım çubukları iki ucundan hapur hupur mideye indirdim!! bu çubuklarla yemek yemenin değişik tekniklerini geliştireceğim!! :D
* yukarıdaki fotoğrafı ben çektim, telefonla... sabahın köründe karşıya geçerken... tıkla bak üztüne, daha güzel görünüyor... seviyorum ben bu şehri....
0 yorum:
Yorum Gönder