the secret of happiness is to count your blessings while others are adding up their troubles -william penn

DİYETİSTAN


diyete girmeye karar verdim!

tahmin edebileceğiniz gibi bu ilk değil. daha önce milyonlarca kez denememe rağmen doğru dürüst kilo veremediğim gibi daha fazla kilo aldım. bunun bir nedeni, damak tadımının gelişmiş olması. lezzetli yemekler yemeyi seviyorum ve bu durum kilo verme çabalarıma hiç ama hiç yardımcı olmuyor. diğer taraftan psikolojisi kötüye gittiğinde yemek yemese de kilo alan insanlar grubuna dahilim ve yaklaşık bir senedir başıma gelen de tam olarak bu! ofisteki vaziyeti, bir şeyleri oldurmak için nasıl uğraştığımı az çok biliyorsunuz. her iki durum da olumsuz bir seyir izlediği için giderek daha fazla kilo alıyorum. yanlış anlamayın, bahane üretmiyorum: yediklerim konusunda dikkatsiz davranmak tamamen benden kaynaklanıyor ve bunun sorumluluğunu üzerime alıyorum. anlatmaya çalıştığım şey ise, kontrol edemediğim bazı faktörlerin de bu duruma katkıda bulunduğu. üstelik stres ve kilo almak arasındaki ilişki tam bir kısır döngü: stresten kilo alıyorsunuz, kilo alınca da üzülüp daha fazla strese giriyorsunuz ve daha fazla kilo alıyorsunuz.

tartıda ulaştığım rakamlar, hem sağlık açısından, hem psikolojik açıdan hem de görüntü açısından kötü sonuçlar doğurmaya başladı.

durum bu. bu yazının yazılma nedeni ise, pek çok başarısız denemeye bir yenisini ekleyip eklemeyeceğimi görmek ve kendimi -yani tartıda gösterilen rakamı- ifşa edip sizi de bu sürece ekleyerek gaza gelmek.

işte ayrıntılar:

* öncelikle, sevgili diyetimin başlangıç tarihi bugün! sabahleyin içimdeki ve dışımdaki bütün fazlalıkları attıktan sonra tartımın ekranında karşıma çıkan rakam yuvarlak hesapla: 82! şaka gibi değil mi? evet tam anlamıyla 82 kiloyum. yapı itibariyle kilomu çok fazla göstermesem de -normal zamanlarda- artık bu rakamın saklanabilecek bir hali kalmadı. geçen hafta yaptığım alışverişte -ki tam bir hayal kırıklığı ve acayip bir stres kaynağıydı- uygun bedeni bulmakta epey zorluk çektim bu yüzden: yeter artık!

diğer taraftan, üzerimdeki bu fazlalık sağlığımı etkilemeye başladı. 70lik nineler gibi diz ağrıları çekiyorum. uzun yolları yürümek -ki en sevdiğim 3 spor tarzından biridir- zor ve çok yorucu olmaya başladı. işbu nedenlerden dolayı rejim yapma kararını aldım.

* üzerimde işe yarayan biricik diyet tipi az ve sık yeme tekniği. kilo verme ve koruma süreci tamamen bu tekniğe göre düzenlenecek. her şeyden yiyeceğim ama az yiyeceğim. -tabi ki bazı yiyeceklerin beslenme listemden çıkması gerekiyor, farkındayım. üzerime gelmeyin!

* ufak tabaklarla yemek yerdim zaten, bu alışkanlığı değiştirmeyi düşünmüyorum.

* light ürünlere çok fazla itibar etmem, rejim yapıyorum diye sürekli light ürünler tüketmem ancak müsli ve diyet bisküviler, çok acıktığım veya yeme krizine girdiğim anlarda destek sağlayacak ekip sıfatıynan buzdolabındaki yerlerini çoktan aldılar.

* yaklaşık olarak 15 yaşımdan beri içeceğe şeker atma alışkanlığım yok -ki bu epey uzun bir zaman yapar-. tek lüksüm kahve onu da şekersiz ve sütsüz içerim. ama işte, her kadının belası çikolatayı çok severim -god damn it! uzak durmanın bir yolunu bulucaz artık!

* tatsız tuzsuz, çöp gibi, saman tadında yemekler yiyemiyorum. yediğim zaman mutsuz oluyorum. bu sefer gidip koca bir dilim tiramisuyu ya da bitter çikolatayı mideye indiriyorum -tecrübeynen sabit. akılcı düzenleme yöntemi ise şu: yine sevdiğim yemekleri ancak daha ufak porsiyonlar halinde yiyeceğim.

* haftanın altı günü, geç saatlere kadar öküz gibi ofiste çalıştığım kalan zaman kırıntılarında da ders çalışmak zorunda olduğum için spor eylemi gerçekleştiremeyeceğim. şu aşamada yapabileceğim en fazla haftada bir gün 30-45 dakikalık yürüyüşler. belki, diyorum yogaya da başlarım. -kardiyodan nefret ederim. bana deyin ki, rusyaya kadar tempolu koş, koşarım! ama beni yarım saat içinde bir spor aletinden indirip ötekine koşturmayın, cinayet çıkar!

* ağzımdan mideme giren her şeyin, yaptığım sporsal aktivitelerin kaydını tutacağım ve her pazar burada yayınlayacağım.

* çok fazla hayal kırıklığına uğramamak için, hedefleri küçük tutacağım. dört haftalık süre içindeki kilo verme hedefi: 2 kg.

* bugünden itibaren her dört haftada bir, bugünkü yöntemle tartılacağım ve sonuçları yine burada yayınlayacağım.

* uyarıyorum: bu diyetin bilimsel hiç bir tarafı yoktur. beslenme düzeni, tamamen kendi imkanlarım, şartlarım ve alışkanlıklarıma uygun şekilde belirlenecektir. "ben yaptım, siz de yapın. bir ayda 20 kilo verip adriana lima olursunuz" gibi bir amacım yok. sadece kendi kendimi gaza getirmeye çalışıyorum. bu diyetin sistemini kendi şartlarınıza göre uygulayabilirsiniz.

gazamız mübarek olsun!


2 yorum:

nox dedi ki...

tebrikler,bende kafamda planlar oluşturur ama yapamazdım,düşünsene ayda 2 kg,8 ayda 16 kg eder;neden ihmal edelim ki...not 112ye çıktım

mavi dedi ki...

offf, ya aslında benim başlama nedenim sağlık. dizlerim ağrımaya başlamıştı ve doktora gitmeye utandım çünkü bana kilo ver dicekti biliyorum. dizim ağrıyo demeye yüzüm olsun diye ben de rejime girdim. 2 kilo verince baktım ağrılarım hafifledi :D:D:D

herkesin bi kabul sınırı oluyor. yeter dediği bi yer. o noktaya ulaştığıma inanıyorum. darısı başına :D

 

Follow Me

Contact

Ad

E-posta *

Mesaj *

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı